30 Mart 2012 Cuma

Hastalık

Hayatı sorgulamak adına bir kaç cümle yazmak isterdim fakat sorgulamak için fazla bir zamanım kalmadı.
Her şey çok güzel giderken bir hastalık hasıl oldu. Ne olduğunu doktorlar daha bilmiyorlar ama şuana kadar insan vücudunda görülmemiş bir şeymiş sanırım. E bana da bu yakışırdı zaten :)
Kariyer aşk evlilik falan derken biran da her şeyi unutuverdim. Önümdeki duvar biranda burnumun dibinde bitiverdi. Şimdilerde hiç bir şey düşünmüyorum, düşünemiyorum. Elim ayağım çekildi her şeyden.
Gördün mü hayat dedikleri bu işte. Neyin ne zaman nereden geleceğini bilemiyorsun.
Evrene iyi dileklerimi sunuyorum ve isteklerimi dileklerimi meleklerime iletiyorum. Her şeyin en güzeli benimle olsun. Umarım kötü bir şey çıkmazda eskisi gibi güle oynaya geçer hayatım. Gelişmeleri yine buradan sizlere yazacağım.

Yazımın ana fikri şu; Minare dikine dünya si....

Sevgi ve Muhabbetle. 

27 Mart 2012 Salı

Aşka inanıyım mı tekrar?

İnanmıyorum kendime yine yaptım, yine oldu ve çaresizce bıraktım o güzelim kollara kendimi. Evet tahmin ettiğiniz gibi AŞIK oldum, olduk yada :) Yemin ediyorum bi şeytan tüyümü var yoksa şeytan komplemi içime kaçmış anlamadım. Bu nasıl bir sevgi nasıl bir aşktır. Sanki bu kız alnıma yazılmış bir kader, ruh ikizim gibi :) Hani olur ya tam a dersin o da aynı şeyi söyler. Bulutları bırak, uzaydayım resmen. Hayatımda gördüğüm en güzel kız. Yani nice güzeller gördüm ammaaaaa böylesi hiç çıkmadı karşıma. Ballandıra ballandıra anlatıyorum buradan ama inanın doğru düzgün birine ilk defa denk geliyorum. Ben ne kadar susamışım sevgiye. Ağzımı açtım su aygırı gibi ole içiyorum kana kana :) Diyordum ya size bekliyorum diye sanırım bekleyen derviş moduna girmiş durumdayım. Tabi korkmuyorum da değil hani, olur ya biter ayrılık (Yok bu ayrılık lafı hiç mi hiç olmadı) falan olur çok üzülürüm. Bu zamana kadar karşıma çıkan kadınların, ya öncesinde yada sonrasında bir takıntıları oldu. Yani hiç biri masum değildi ama masummuş rolü yaptılar. Mağduru oynamak o yatakta zevkü sefa yapmak arasında gidip geldiler. Şans bana bu konuda hiç gülmedi. Yada ben yanlış insanları seçtim neyse.
Efenim yaklaşık olarak dünya yılı ile 29 yaşındayım. Bunca sene dünyada yaşayıp, sahte sevgi ve aşk cümleleri arasında  çocuk gibi kandırıldım. Meğersem öyleymiş. Daha yeni mi anladım acaba diye sordum baya bi ama sağolsunlar ki aklıma geldikçe şükrediyorum. İyi ki de bitmişler gitmişler beee :))
Gerçek sevgi ne biliyor musun, tuvalette Leman okurken sigara içmek :) Olm ole aşk cümleleri beklemeyin len :)
Bu olm lafınıda birinden arakladım. İsmi lazım değil beni o hain yıktııı Serdar Ortaçıda buradan saygıyla andıktan sonra sıcak yatağım beni bekler.

Sizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Benim biricik halkım :)

18 Mart 2012 Pazar

Neden burada tek başınasın?


Dün gece barda otururken aklıma bir soru takıldı.  "Neden burada tek başınasın?" 
Etrafıma bakındım herkes birileriyle konuşup gülüşüyor yada alkolün etkisiyle saçma sapan şeyler yapıyorlar fakat yalnız değiller. Nasıl olur da bir insan tek başına bir yere gidip kimseyle işi olmadan oturur. 
İç ses ve ben;

-Kafanı dinliyorsun işte daha iyi. Tek başına daha özgürsün. Neden rahatsız oldun ki? 
-Bilmem insanlar bu kadar yalanın içinde nasıl mutlu olmayı başarıyorlar. Baksana şunlara bu kadar çok konuşacak ne var ki ? Nasıl da çok seviyorlar bir birlerini. Sonra bir çoğu ayrılıyor. Bak şu iki arkadaşa, araların su sızmıyor. Ama ortaya biraz para at bakalım ne olacak. Bak şu barmene, barda duran adama arkadaşım muamelesi yapıp nasılda iteliyor içkileri. Garibim de inanıyor.
-Onların konuştuğu konuların hepsi boş ve yalan. Yalan olmasa,insanların yüzlerini ters düz etsen bak bakalım nasıl gözükür. Kim kimin suratına bakar? Çıkarcı olmuş millet.
-Peki şu adam? Orada tek başına oturuyor bak o da tek başına.
-Az önce başka biri vardı yanında birazdan diğer kız arkadaşı gelecek. Hem sen bunları düşünüp ne yapacaksın, keyfine bak.
-Sence ben nerede hata yapıyorum?
-Sen hiç bir yerde hata yapmıyorsun. Asıl hatayı diğer insanlar yapıyor. Haklı olan sensin her zaman.
-O zaman neden şuan etrafımda arkadaşım, dostum, sevgilim yok?
-Onlar seni görmek istemediği için değil, sen onları görmek istemediğin için şuan yoklar.
-Doğru bu konuda haklısın sanırım. Çünkü ben yanlış yaptığımın farkında değilmişim.
-O zaman verdiğin kararlarda haklıydın. Bunu çok fazla düşünmen hiç bir şeyi geri getirmez. Hem hayat akıp gidiyor neyin kavgasını yapıyoruz.
-Saçmalama!! Zaten ne olduysa bundan dolayı oldu. Evet hayat kısa fakat yaşadığın hayatı boş yaşıyorsan ne önemi var ki. Bir değer etrafında dönmedim ki hiç. Pervane olmadım. Ben ne istediysem o oldu. Başkaları umurumda değildi. Belki önemsiyordum fakat yeteri kadar değer veremedim. Belki de verdiğim sözleri yerine getirmedim. Ben nasıl bir insan olmuşum böyle.
-Aslında içine düştüğümüz bu durum tamamen geçici yarın kalktığında çok fazla bir şey hatırlamayacaksın zaten. Bir bira daha alabilir miyim.
-Hayır yarın kalktığımda hepsini hatırlayacağım. Ve bu konuşma bir daha asla olmayacak.
-Peki o zaman kalk git hadi şimdi. Nereye gideceksin? Kimin yanına? Benimle konuştuğun gibi, başka biriyle de bunları konuşacağını mı zannediyorsun. Seni kim anlar ki. Evet dinlerler, sonra sana akıl vermeye çalışırlar. Hep klasik olan cümleler kurarlar. Sonra ne olur onların dedikleri gibi mi olur? Yapma kendini kandıramazsın. Sen busun, bunun dışına çıkamazsın.
-Ben bu değilim, bu sadece bir yanılgı. Git başımdan yeter artık dinlemek, konuşmak istemiyorum seninle. Ben sigara içmemeliyim, alkol kullanmamalıyım, daha sağlıklı olmalıyım. Geleceğim için sevdiklerimle daha uzun ömür yaşamak için. İnsanlara verdiğim sözleri yerine getirmeliyim. Daha çok umurumda olması lazım bir çok şeyin.
-Sen zaten bunların bir çoğunu yaptın. Yeteri kadar sevgini verdin. Kendini unutacak kadar fedakar oldun. Onları gerçekten çok mutlu ettin. Verdiğin sözleri cebinde paran kalmayacak da olsa tuttun. Ama ne oldu? Sonucu ne oldu? Hatırladın mı?
-Evet hatırladım.
-Peki buna ne diyorsun. Madem sen bu kadar yanlış yaptın neden kıymetin bilinmedi. Neden onlarda senin gibi düşünmeyip, senin yaptığın bunca şeye rağmen vefakar olmadılar?
-Yeteri kadar olmadı hiç bir şey. Hep sürdürülebilir bir haldeydi. Yani bu bugün böyle olsun yarına bakarız gibi.  
-Yanıldığının farkına vardın. Bak bu konuda bana teşekkür edeceksin. Sen aslında iyi birisin. Gerçekten yüreğin çok temiz. Bir çok insan senin yaptığın gibi kendini didik didik etmez. Güler geçer yada vicdanları bir yerlerine kaçmıştır. Bunları düşünmen gayet normal. Fakat merak etme bu yalnızlıktan da kurtulacaksın yakında.
-Gerçekten iyi biri miyim? Yüreğim temiz mi? Kendimi nasıl böyle haklı çıkarabilirim.
-Doğrular var. Kendine ait olan doğrular. Senin için doğru olduğunu düşündüğün ve yaptığın şeyler. Kendini harap etme. Bunları tartışma bile. Bir çizgin var senin bu çizgiyi ne silebilirsin nede başka bir yöne doğru çizebilirsin. Günün birinde senin gibi düşünen, doğruları seninkine yakın birini bulabilirsin.
-Peki içine düştüğüm bu buhranı nasıl atacağım üzerimden? Kendime verdiğim sözleri nasıl yerine getireceğim. Yada diğer insanlarla olan ilişkimi nasıl düzeltebilirim. Maddi yönden değil de manevi yönden dolayı krizdeyim sanırım.
-Evet öylesin fakat bununda üstesinden gelebilirsin.
-Ama nasıl?
-Şöyle ki bunların hiç birini düşünmezsin, hayatına bakarsın. Sonrası zaten kendiliğinden çözülür. 
-Hesabı alabilir miyim.
-Dur!! nereye gidiyorsun? 
-Artık daha fazla konuşmak istemiyorum. Git başımdan.
-Peki öyle olsun bakalım ama dediklerimi unutma!!






Sevgi ve Muhabbetle.