Böylesine akademik bir yazıdan sonra neden bunlara değindiğimi soracaksınız.
Beni gerçekten üzen bir olayla karşı karşıya kaldım çünkü. Sevdiğin insanlardan böylesine tepkiler almak insanı ruhsal anlamda bunalıma sokuyor. Tıpkı bir kuleyi yapıp birinin gelip o kuleyi yıkması gibi. Ellerinizde işlediğiniz o güzel duyguları biran da yerle bir eden insanlar. Herkesi kendiniz gibi görmek aslında sizin kendinizi kandırmaktan başka yaptığınız bir şey değilmiş. Aslında olması gereken içimizdeki alabildiğine kusmak zehirimizi akıtmak içimiz de ne varsa dışarıya dökmek ve rahatlamak. (Peşinden bir sigara içilebilir) Ohhh bee rahatladım şimdi sende sıra deyip söylenen her şeyi sadece dinlemek.
Böyle olduktan sonra kimse polyannacılık oynamaz, sahte gülücükler atmaz. Çünkü bunu yapacak kadar sahtekar ve yalancı olmaz. İçinde bir şey biriktirmeyen biri neden böyle davranışlar yapsın ki?
Sorunları alabildiğine uzatmak yerine anında çözmek ileride oluşabilecek çatlakların da önüne geçecektir. Eğer böyle yapmadığınız durumlarda o çatlakları sadece sıvamış olursunuz. İnsanlara neden beyin verildiğinin önemi burada bir kez daha karşımıza çıkıyor.
İnsanoğlu düşünüp hareket etmesi için beynini kullanır. Bazen öyle bir noktaya gelir ki o beyin orada olmaz sözler süzgeçten geçmez ve bir daha geriye dönülmeyecek sözler edilir.
Bu noktada empati yapmak gerekir fakat durup sakin olmak gerekir. Bunun için de bir kenara çekilip sakinleşip olayları öyle düşünmek gerekir.
Umarım bu yazımdaki yazdığım şeylerin bazılarını yaparsınız yada yapmazsınız siz bilirsiniz. Unutmayalım ki mutlu etmek sizin de mutlu olmanızı sağlar. Bu sizi siz olmaktan çıkarmaz korkmayın.
Sevgi ve Muhabbetle..