27 Şubat 2012 Pazartesi

Nefes bile almadan...

Ben ne yanlış yapmışım arkadaş. Geçmişimle yüzleş yüzleş bitmiyor. Herkes bir şeyleri eksik yada yanlış yaptığımı düşünüyor. Gerçekten de böyle midir ya? Acaba bir yerde yanlış yaptıkta bizim mi haberimiz yoktu. O an ne yapıyorduk acaba da aklımız başımızda değildi. Salakmışım o zamanlar ne gönül verdim el alemin kızına. Neden yapmamışım onları? Niye gitmemişim? Nedenler ve niçinler ahlar ve vahlar. Şimdi daha akıllıyım aynı hataları yapmıyorum. Kimseye gönül vermiyorum. Kimse için kılımı kıpırdatmıyorum. 
Üzülmüyorum da bu duruma. Daha mı akıllıyım yoksa bu yaptığımda bir hata mı? Bunun kararını kim verecek? 
Herkes kendince yorumluyor. Bir Allah'ın kulu da çıkıp demiyor ki bu işin kuralları var, sen bu kurallara uymazsan sonun kötü olur demiyor. Çünkü böyle bir şey yok. İyi insan ve kötü insan var. Bir de herkesin yaşadıklarından çıkardıkları yorumlar. Kimseye inanmaz ve eleştiren bir tarafım oldu artık. Aslında durum bundan ibaret değil. Dahası da var "evlen,evlen" baskısı inanılmaz bunaltıyor beni. Bütün bekarların başına gelen klasik olay, evlen evlen :) Yahu tamam evlenelim de kimle? 
Nereden bulacaksın bu zaman da eli ayağı düzgün kızı. Kiminin kolu kırılmış kiminin kanadı. Onlarda benim gibi düşünüyor. Hepsi yemiş darbeyi yada yaptıkları bir şey den dolayı tekme basılmış içten içe gidiyorlar işte. Büyük bir meydan da sevgilisini aldatan, eşini aldatan yada çok kötülük etmiş adamları bırakacaksın kadınların ellerine linç etsinler alsınlar hırslarını ve bıraksınlar kinlerini öfkelerini yumuşacık olsunlar. Tekrar başa sarılsın olay ve Adem ile Havva gibi başlayalım ilişkilere. Çırılçıplak ve sade. "Bana çıkmaz demeyin şansınızı deneyin" gibi oyunlara gelmeyin derim :) Deneye deneye kobay farelerini geçtik. 
Artık denenecek bir tarafı da kalmadı ki her şey meydanda :) Aç facebook bak eskilere ne yazmış. Bak twitlerine ne aşk cümleleri kurmuş 140 karakterde. 
Hepsi burada işte. Bir insanı tanımak için daha ne yapacaksın ki? Yok arkadaş ben sevmemeye başladım bu dünyayı, insanları. Nefes alamıyorum bazen. Bir nefes ya temiz ve derin bir nefes, bi rahat verin bi huzur verin. Kendimi sorgulamayı bıraktım. Hiç bir zaman hiç bir yerde yanlış bir şey yapmadım. Vicdanımı cüzdanımın arasında koydum. Soran olursa çıkarır gösteririm. Onun dışında ben buyum işte arkadaş, günahıyla sevabıyla her şeyimle buyum işte demeli. Sen neler yaptın peki? Çok düşünüyorsun biliyorum. Çok fazla kuruyorsun beyninde. Bunu bana nasıl bulaştırdın? Ben nasıl sen oldum? 


Başlığa uygun bir şarkı :) 


Sevgi ve Huzurla.

10 Şubat 2012 Cuma

Heyecanlıyım seni gördüğüm için değil :)

Bugün havanın kötü olması beni bağlamıyor. Nedendir bilinmez içimde bir heyecan var. Ben de anlamadım hani olur ya bazen böyle. Hani birilerini beklersin gelmesi için dakikaları sayarsın öyle işte. Sonra hafta sonu geldi belki ondandır diyeceğim ama bir planımda yok. Belki fotoğraf çekmeye giderim bir yerlere. Saçma sapan bir dünya fotoğraf çekerim. Sonra da gider mekanıma bir bira içerim. Hoş sohbet falan. Belki daha büyük bir balığın peşindeyim de haberim yoktur :) Hayat ne çıkaracak bakalım sabırla bekliyoruz. Çaresizlik üzerine bir yazı yazıyorum yakın zamanda yayınlarım. Bir arkadaşım var aslında bana göre arkadaştan da öte ya neyse..
Bu kızın garip bi durumu var. Şimdi biriyle beraber ama eski sevgilisi de bir den çıka gelmiş kalbine. Aralarında karar vermek güç. Fakat eleme yapması içinde birine güvenmesi lazım. Bence ikisini de boş vermeli. Neden mi üç aşağı beş yukarı erkekler de kadınlar gibi hemen hemen bir birinin kopyası :) Çok fazla bir beklenti içine girmeden birini seçeceksin. Zaten aşk dediğin şeyin peşinden koşa koşa, düşe düşe yara bere içinde kalmışsın. Her eski sevgilinin ardından bir kabuk değiştirmiş derin. Artık o kadar hassas olmuş ki dokunsalar acıyor. Bir de işin bu tarafından bakmak lazım. Hepsinin... boş ver kendine değer ver kızım. Kendin için yaşa biraz. He yalnız mı kaldın sıkıldın mı yalnızlıktan o başka. Arkadaşla sevgiliyi ayıran tek şey sekstir. Gerisi aynıdır.Bir süre sonra o da sıradan olduğunda yavaş yavaş tükeniyorsunuz. Sonra tartışmalar kavgalar derken bi bakıyorsun seni seven adam gitmiş yerine bir öküz gelmiş :) Erkekler içinde o seni seven kız gider yerine acayip özgür hisseden bir kız gelir :) Önce seni sen yapan özellikleri severler sonra da onlardan sıkılıp seni değiştirmeye çalışırlar. Hepsi için demiyorum da genellikle böyle oluyor. Her iki taraf içinde geçerlidir. Evlenmeye niyetin varsa bence çok fazla flört dönemi geçirme.

Evlen... Ama tanımak ne olacak? Tanımadan evlenilir mi? gibi saçma sapan sorularla kendinizi meşgul etmeyin bence. Bu soruların bir cevabı yok. Çünkü her sene bambaşka bir insan oluyorsun. Tanıyamıyorsun. Bir çok insan şu soruyu sormuştur "bunu bana nasıl yapar. O öyle biri değildi." Evet değildi ama değişti işte. Evlendikten sonra tanımak daha önemli çünkü rahatsınız be kardeşim. Evlendin işte gösterin bakalım yüzlerinizi. Gerçek olun. Öyle sırılsıklam aşk cümleleri kurmayın. Vıcık Vıcık :)
Flört dönemin de çiçek ve gıda isimleriyle başlıyor fakat evlendiğiniz de bu böyle olmayabiliyor :) Balım, tatlım, bebeğim, papatyam....vb. Hayatım deniyor. Hayatım demek ben hayatımı si*tir ettim benim hayatım sensin demek. Öyle değil canım o kadar kolay değil bu işler. Sallamayın. Hayatınız yerine koyduğunuz kişi hayatınızın içine edebiliyor. Ayrıca bu insanda bir yük haline geliyor omuzların da bir ağırlık gibi. O benim hayatımsa bende onun şeyi olurum neyi olurum bi düşüneyim :)

Biraz gerçek olalım mı? İnsanın değeri kadar değer verelim mi. Nedensiz olsun mu bazı şeyler. Yani neden yaptığınızı bilmediğiniz neden bu duyguları hissettiğinizi bulamadığınız zamanlar. Gerçekten saygı duyalım mı bazı değerlere. Göstermelik değil. Sen adam gibi adam ol o da hanımefendi gibi olsun bir sorun çıkmaz gibi geliyor. Ben bekliyorum. Yoruldum çünkü çok. Valla uğraşamıyorum. Bu yüzden bekliyorum okul çıkışında velimi beklediğim gibi. Alsın götürsün beni :) Hepinize iyi hafta sonraları diliyorum. Havalar soğuk üşütmeyin :)

Ahada size süper ötesi bi şarkı ama öyle böyle değil dadından yinmez hadi bakalım açın sesini :))



Sevgi ve Muhabbetle.

1 Şubat 2012 Çarşamba

Beni ben yapan sevdiğim kadınlardır...

Bazen bakıyorum arkama hepsi benim bir isteğimi gerçekleştirmiş. Biri çok güzel, biri çok akıllı, biri çok kültürlü, biri sevecen, biri çok duygusal, biri çok mantıklı. Hepsi de benim bir parçam gibi sanki. Aslında hepsi beni oluşturuyor. İşte sevdiğim kadınlar. Beni ben yapan sevdiğim kadınlar. Hepsinin bir insanda toplanmış hali olursa belki ölene kadar yaşaya bilirim onunla. Fakat hala tam değilim. Hala ne istediğimi bilmiyorum belki de.Çünkü o insan hala karşıma çıkmadı. 


Aslında derinlerde bir yerde gizliden gizliye saklanan duygularım var. Onları çıkarıp hediye paketi halinde sunsam ona. Aldığında belki sevinir, belki de sevinmez. Belkide sıradan geliyordur bu tip hediyeler. Sadece dışı güzel olan hediye paketlerinden zanneder.Kolay kolay açamam duygularımı yabancı birine. Yabancı çünkü tanımıyorum. Her hafta görsem de tanımıyorum. Kırmaz, kibarca reddeder. Kalp kıracak nitelikte bir insan değil o. Çok farklı düşünceler içindeyiz. Onun hayatında biri var galiba. Kırdığımız ve sonradan yapıştırarak birleştirdiğimiz vazonun eskisi gibi olduğunu zannederiz. Fakat yapıştırdığımız yerlerin izleri hiç silinmez. Eskiye dönük hayaller canlanır. Yapılan hatalar hatırlanır. Küçük bir çocuk gibi "Bir daha yapmayacağım söz" deyip suratına masumca bakıp söyler. Her iki tarafta kabullenir bazı şeyleri. Ayrılırken edilen kötü sözler, yada yapılan eşşeklikleri.


Bende isterdim eskisi gibi olsun ama olmuyor işte. Ne eskisi gibi nede çocukken yaşadığın mutluluk gibi. Bir yaş daha gençleşmiyorsun, yaşlanıyorsun. Yepyeni bir aşk istemiyorum, hiç bitmeyecek bir aşk istiyorum. Artık son  olan bir aşk. Eskiden daha güzeldi sanki. Gerçi insan oğlunun içinde var şüphe. Nasıl şüphe duymasın ki. Bir çok sosyal ağ var. Hangisinin mesaj kutusunda hangi kıza yazılmış güzel sözler var. Hangi mail adresi? her gün kullandığı kendini düzgün biri gibi hissettiği adresi mi? Yoksa çapkın yada özgür kız adresi mi? Hangisinin içinde ne var nereden bileceğiz. Bilmiyoruz. Bize ne derse ona inanacağız yada inanmayıp şüpheyle yaşayacağız. Her iki taraf içinde geçerlidir bu. Ben öyle bir çıkmalıyım ki karşısına çırılçıplak. Her şeyimi bırakmalıyım. Beni ben yapan özellikleri göstermeliyim. Sanal olan hiç bir şey olmamalı. Yüz yüze her şey. Dokunarak hissederek yaşamak. Belki bir gün olur diye ümit ediyorum. Bekliyorum...


 İşte size güzel bir şarkı :) ŞARKI


Sevgi ve Muhabbetle.