28 Aralık 2011 Çarşamba

Sesimi duymuyor musun?

Yaratılanı severiz yaratandan ötürü. Fakat yaratılan kendini kaybetmişse ne yaparız? Hiç bir şey yapmadan uzaklaşmak gerekir. İşte aynen öyle oldu dün.

Bir insanı anlamak için bazen onu saatlerce dinleriz. Bir insanı sevmek için bir neden aramayız bazen sadece severiz. Neden olduğunu bilemeden. D.N. (24) iki üç gün önce bunalımdayım, depresyona giriyorum, kararsızım neler oluyor derken "Seni özledim" diye çıkı verdi karşıma. Bir hafta geçmedi belki. Ondan önceki hafta çocukluk sevgilisi ile birlikte olmuştu. Artık onunla devam edeceğini ve hayatından beni çıkarttığını söyledi. Ayrıca onunla beni kıyaslayıp bak o böyle, o şöyle, görüyor musun ne kadar süper bir adam deyip durdu. Anlam veremediğim insanların bu denli değişken ve yüzsüz olmasıydı. Belki de sadece onunla sevişmek istiyordu. Tadına bakmak. Çünkü giderken "Evet onunla sevişeceğiz" demişti. Bir heves veya bir heyecandı belki de. Dün tartıştık yine bunca şeye rağmen onunla konuşmam yanlıştı. Çünkü İstanbul'a gittiği zaman film kopmuştu zaten. Ayrıca bir insanın suratına tekrar bakacaksan eğer ona küfür etmeyeceksin. 

İnsan bazen değişik hallere bürünebilir. Sevgili olursun, adam sevgili olarak iyi değildir ama insan olarak iyi bir insandır. Hani olmaz ya sonra arkadaş olursun çok iyi anlaşırsın. Ama bu öyle bir şey de değil. İnsan kendi yaptıklarını neden arkasına saklamak ister ki? Yani sen mükemmel bir insandın da biz mi öküzdük :) Kendince benden öç almak istedi belki de. Ama ben öç alınacak biri değilim ki. Hep hak etmediğini düşünür. Ben neler neler yaptım da bunu mu hak ettim diye. Evet hak ettin. Çünkü sen kendini masum masallar da geçen peri kızı gibi görüyorsun. Aslında öyle biri değilsin. Şirinliğin ve sevecenliğin insanların seni sevmesi için. İçinden gelen bir şey değil. Sevmeyi bilmiyorsun çünkü her şey de çıkar arıyorsun. Karşılıksız olarak yaptığın şeyleri de hiç utanmadan kalkıp ben bunu bunu yaptım diyebiliyorsun. Ayrıca ağzın da çok bozuk. Yüzün var her şeye rağmen. 
"İnsanlar seni neden seviyor" diyor. Bu çok saçma bir soru değil mi? İki sevgilinin bir birine sorduğu gibi "Beni neden seviyorsun?" Birilerinin beni sevmesi için onlarla her gün aramı iyi mi tutmam lazım. Veya onlara hediyeler mi almam lazım. Veya beni sevsinler diye bir şeyler mi yapmam gerekiyor. Ne kadar saçma bir ruh hali bu. 
Gerçekten bu zamana kadar insanların, insan olduğu için değer verildiğine inandım. Bunun dışındaki sıfatlar değişkendir. D.N. (24) de öyleydi. Ben sustukça ben insanı sevmeliyim dedikçe o daha çok üzerime geldi. Eskiler den bahsetmek çok mu hoşuna gidiyor anlamıyorum. Didik didik etmek birbirini suçlamak ve ona karşı kinle nefretle dolmak çok mu hoş bir şey. Üç günlük dünyada adam gibi yaşamak varken. Çok mu zamanımız var sanki. En fazla 80 yıl. 

Ben çalışan bir insanım. Benim belli bir rutinim var herkes gibi. Yapmakla yükümlü olduğum, zorunda olduğum şeyler var. Kendisinin olmayabilir çünkü kendi iş yerleri var. İstediği zaman istediği gibi izin alıp istediği yere istediği kadar gidebiliyor. Fakat herkes den de aynı şeyi bekliyor. Şöyle saçma bir karşılaştırma yapıyor. "Ben mi? iş mi?" "Ben mi? ailen mi?" Ben mi ? "Yoksa seni sen yapan özellikler mi?". Kendini hep bir şeylerin üzerinde tutmaya çalışıyor. Bunu da şundan dolayı istiyor. Bu yaşına kadar yaşadığı her durumdan kovulmuş. Atılmış, itilmiş, tartaklanmış, yıpratılmış. İstiyor ki beni seven adam beni her şey den önce kılsın. Böyle bir şey yok. Hiç kimse bunu yapamaz. Çünkü herkesin dünyasın da yapması gereken işler, bakması gereken bir ailesi, gitmesi gereken bir işi, yada olması gerektiği gibi insan olma yükümlülüğü var. Kimse kendini bir insan için değiştirmez kolay kolay. Sen de değiştirmezsin ve değiştirmedin de. Benden yana olan beklentilerinin hepsini bir kenara bırakıp bu adam olduğu gibi böyle biri ya ben bu adamı böyle sevmiyor muyum neden denmiyor. Neden hep bir beklenti. 

Uçak bileti aldı benim gelmem için. Gidemedim. 
Çünkü hafta sonu bir projeyi yönetmek zorundaydım. Ve valide sultan geleceğin den onu karşılayıp eve götürmem gerekiyordu. Plan yaptık bende çok istedim ama olmadı. Sağlık olsun ne olacak demek yerine. Bu olayı benim başıma defalarca balyoz gibi indirdi. Bir de bundan da kendine pay çıkardı. Bak ben senin için bilet aldım olm sen ne yaptın :) Al bileti sok.....
Geçen hafta birlikte olduğu o süper adamla da ayrıldılar. Hislerim konusunda yanılmadım. Bir hafta sonra geldi işte karşıma. C.U. da böyle yapmıştı. Ondan bir önceki de :) O da bir hafta sonu salya sümük çok pişmanım demişti. Kime bir ay verdiysem bir hafta sonra geri döndü. İnsan oğlu bu doymak bilmez, istediğinin sınırı yoktur işte. Giderken kırıyorlar insanın kalbini bak sevgilisini demiyorum insanın kalbini diyorum sonra da karşılarına geçip ben seni özledim diyorlar. İnsan hep aynıdır aslında sadece iyi ve kötü insan vardır. Demek ki bana kötü insanlar denk gelmiş diyorum.

Ben yine aynıyım olm. Hiç değişmek istemiyorum birileri için. Beni seven insanlığımla sevmeli. Kaşıma gözüme, parama puluma, bakarak değil. Beni severken bütün beklentilerini bırak bir kenara. Belki beklentilerinin üzerine çıkar her şey de daha güzel olur. Düşünme çok fazla geçmişi geleceği biraz gayba bırak kendini. Heyecan yaşamak istiyorsan sağa sola gitme, bende heyecan yarat kendine. Ben sana yeterim.

Sevgi ve Saygıyla 


0 yorum:

Yorum Gönder